Edebiyatta biçim mi konu mu daha önemlidir?


Bir kitap hiçbir zaman eser sahibinin düşüncelerinin suretinden daha fazlası olamaz.

Bu düşüncelerin değeri ya konusunda, yani yazarın üzerine düşündükleri ya da malzemesinde yani konunun işlenişinde ve yine bunun üzerine düşüncelerinde saklıdır. Bu, tamamıyla türlü türlüdür ve aynı şekilde kitaplara verdiği meziyetler de öyledir. Ama tüm ampirik malzemeler, yani tarihi veya fiziksel, gerçekten tek başlarına veya geniş anlamlarıyla buraya aittirler. Özgünlük burada objenin kendisindedir ve ki bu nedenle kitap önem taşır, yazarı her kim olursa olsun. Buna karşın "ne" olgusunun özgünlüğü öznenin kendisindedir. Burada konular tüm insanlara ulaşabilir ve tanıdık olabilir. Aynı zamanda da fikirlerin biçimi, düşüncenin "ne" hali burada nesnenin içindedir ve değerini veren de odur. Bu nedenle bir kitap bu açıdan olağanüstü ise, yazarı da büyük olasılıkla öyledir. Buradan çıkan sonuca göre okunmaya değer bir yazarın kıymeti malzemeye ne kadar az bağlı kalmasıyla, hatta mümkünse ne kadar çok bildik ve işlenmiş olmasıyla ölçülmektedir. Bundan yola çıkarsak, üç büyük Grek tragedya yazarının üçü de aynı konuyu işlemişlerdir. O halde bir kitap meşhur olduğu takdirde, bunun konusundan mı yoksa biçiminden ötürü mü olduğunun ayırt edilmesi gerekir.

Oldukça sıradan ve düz insanlar malzeme sayesinde içeriklerinin bire bir aynılarına sadece kendilerinin ulaşabildikleri, çok önemli kitaplara imza atabilirler. Bunlar uzak ülkelerin tasvirleri, nadir görünen doğa olayları, uygulanmış deneyler, görgü tanığı oldukları ya da kaynaklarını araştırdıkları ve öğrenmek için emek ve zaman harcadıkları olaylar olabilir. Buna karşın biçime varmak istersek, ki burada herkese açık hatta bilindik malzeme kullanılmışsa, düşüncenin "ne" hali bize aynı gücün değeri hakkında bilgi verebilir. İşte tam bu noktada sadece olağanüstü zihinler bize okumaya değer malzeme sunar. Çünkü diğerleri daima bir başkasının zaten düşünebildiği kadarını düşünecektir. Onlar ruhlarının bir suretini yansıtırlar, fakat bunun orijinaline zaten herkes çoktan sahiptir. Fakat okuyucu dikkatini biçimden çok konunun kendisine verir, bu da kültür seviyesinin ne denli geri kaldığını gösterir. Okuyucunun, içeriğe olan ilgisi şiirlerde gün yüzüne çıkar, şairin hayatına yönelik her türlü bilgiyi, şiirin kendisini daha iyi anlayabilmek için, araştırır. Sonunda öyle ileri gider ki, bu bilgiler onun için şairin eserinden bile daha önemli ve ilginç hale gelmeye başlar. Goethe için yazılanları, Goethe’nin yazdıklarından daha çok okur, hatta Faust efsanesi hakkındakileri, Goethe’nin Faust’undan daha iyi bilir. Bürger’in de dediği gibi "Leonora’nın kim olduğu hakkında birçok araştırma yapacaklar ve bunları kaleme alacaklar". İşte Goethe’nin durumunda gerçekleşen tam da budur, çünkü elimizde Faust ve Faust efsanesi hakkında birçok yazılı yorum ve bilgi var. Bunlar hep böyleydi, böyle de kalacaklar; içeriğe bağlı ve ilgili. Bu durum tıpkı muhteşem güzellikte bir Etrüsk vazonun şekil ve biçimini, görkemini bir kenara bırakıp onun renk ve tonlarını kimyasal açıdan incelemeye benziyor.

Bu kötü duruşu destekleyen kurumların kazanımlarla mutlak biçimde yani şiirsel kısımda olması gerekirken, konu üzerinden etkinleştirme şekli tamamen rezilliktir. Yine de sıklıkla, konu aracılığıyla tiyatroyu doldurmaya çabalayan kötü, drama yazarlarını görüyoruz. Herhangi ünlü birkaç kişiyi, onlarla birlikte sahneyi paylaşan insanların yok olmasını beklemeksizin, dramatik olayların verdiği çıplaklıkla sahneye çıkarırlar.

Burada söz konusu olan madde ile biçim arasındaki fark sohbet açısından da doğrudur. Bunun olabilmesi için insanın akla, yargı gücüne, neşeye ve espri anlayışına sahip olması gerekiyor, sohbete biçimini veren bunlardır. Eğer bunlar az ise sohbetin derecesinin ve niteliğinin de yüksek olma olasılığı azalmakla birlikte sadece tabiat ve insanlıkla ilgili konular çerçevesinde kalacaktır. Bunun tam aksi bir durumda, bu özelliklerden herhangi birinin eksik olduğu halde bilgi birikiminin sohbetine artı bir değer katacak ve onu değerli kılacak özellikte olmasıyla yaşanır. Artık değer tümüyle sohbetin içeriğindedir.