Hayatımın Kadınları



Gönül Ablam’a...

Ufacık tefecik içi dolu turşucuk...

Turşu değil tatlı mı tatlı...

Ufak tefek gibi görünür belki ama hem gönlü geniş, hem cin gibi aklı.

Onunla tanışmam, bir arkadaş vasıtasıyla oldu. İlk iş yerimden arkadaşım, onu bana önerdi Öğle aralarında yemek yemeği geçiştirerek, kendi özel işlerime vakit ayırmaya başladığımdan beri benim özel bir gönül bağım var Gönül Abla’yla.

Aslen kendisi kuaför. Garip gelebilir bir kuaförle insan neden bu kadar içli dışlı olur ki aslında?
Çünkü, Gönül Abla bir başkadır. Kanı ısındığına, bir abla ya da bir anne gibi yaklaşır. Karşılıklı da bir etkileşim oldu. Ben de onu kendime çektim galiba.

İşte böyle derin belki de tuhaf bir iletişim aramızdaki.

İnsanın aklını okur Gönül Abla. Yüzünden, sesinden ne olup biteni anlayıverir, insan psikolojisini çok iyi anlar. Küçük bir terapidir onunla girdiğim muhabbetler ve o muhabbetlerden çıkardığım ders-ler. Onunla konuştuktan sonra daha güçlü bir dişiye dönüşüveririm. Kıpkırmızı öjelerim, topuklu telikle-rimle dimdik yürürüm Kordonboyunda...  Örneğin, bana aşık ama benim elektrik alamadığım erkek arkadaşımın karşısına öyle alımlı otururum ki, şok etkisi yaratır, bir çırpıda ilişkinin sonunu getiriveri-rim kendi ağzımdan.

Verdiğim kararlarla, özgürlüğümü keşfederim, kendim olmayı... En çok başkalarını umruma takma-dan, onların esiri olmadan yaşamayı öğrendim.

Bende ne cevherlerin olduğunu, Gönül Abla sayesinde keşfettim. Yüzüme kuaförün aynasını tuttu-ğunda, kendimi gördüm, utandım... Kendime çeki düzen verdim. “Hayır” larım daha keskin çıkmaya başladı. Neydim ne oldum ben biraz da gizli kahramanım Gönül Abla sayesinde oldum. Altı senedir de ilk günkü gibi dostcanlısı bir ilişkimiz devam ediyor Gönül Abla’yla... Umarım bir ömür devam eder.

Onu hep bir şeylere koştururken görüyorum. Tüm randevularının zamanını not alır. Eksiksiz olarak da müşterilerine eksiksiz servis vermeye çalışır. Zaman konusunda benim kadar hatta benden daha hassas bir kadın tanımadım. Öğle aramda 1 saatlik zamanın kıymetini bilerek hareket eder, ne ben onun başka bir işi aksatırım ne benim işim aksar. İşime gecikmem, biraz zamanım kalıyorsa yemeğimi de yer, güzel bir şekilde ofise dönerim. Gönül Abla ise, arta kalan zamanında ya kursuna gider, ya okul toplantılarına katılır.

Gönül Abla, gönüllerin Güzin Ablasıdır bir nevi. Güzin Abla’ya göre daha gerçekçidir, ayakları daima yere basar. Aşk, evlilik, tüm ilişkilerde uzman edasıyla konuşur. Arada bir isimsiz örnekler verir, uçuklarsın. Ayağını denk al yoksa ayağını kaydırır-lar sonucu çıkar benim hesabıma. Ona göre, öyle oturduğu kalktığı belli hanımefendiler az kalmış bu ortamda, ben onlardan biriymişim. Kendimi ezdirmemeliymişim, ne olduğumu bilmeliymişim. Aklımı kullanmayı öğretir Gönül Abla. Bir soluk olur dar anlarımda. Anne’den de öte, dosttan da öte bir dost olur. Vakitli vakitsiz bilirsin o hep senin yanındadır ya da hissettirir kendini bir telefon görüşmende. Annemle bile paylaşmadığım sırlarım Gönül Ablamda. Hatırlıyorum da eşime ilk “geçer” notu da Gönül Abla’dan aldım. Güçlü, kararlı bir şekilde çıktım annemin karşısına.

Hayatta, ilişkiler konusunda tecrübesizliğimi Gönül Abla ile aştım. Kendimi buldum.

“Ben” olmanın dayanılmaz hafifliğini tattım... Rahatladım.

RENGİN KARASU